Sağlıklı Bir Nesil İçin Spor Kaçınılmaz Bir Araçtır

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Bektaşer, “Sağlıklı, özgüvenli, sosyal başarı için çalışmayı seven yeni jenerasyonlar yetiştirmek için yeni eğitim modelimizde eksik olan sporun önümüzdeki yıllarda planlanacak olan eğitim müfredatında yer alması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Gelişmiş ülkelerden ABD ve Avrupa’da gençliği tehdit eden uyuşturucu maddelerin artık ülkemizin gençlerini de tehdit ettiğini belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Bektaşer, “Tüm bu olumsuzluklar ve zararlı alışkanlıklardan çocuklarımız ve gençliğimizi korumamız için eğitimde sporun yeri çok önemlidir. Sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir nesil için spor kaçınılmaz bir araçtır” diye konuştu.

Prof. Dr. Bektaşer, “Teknolojinin gelişmesi ile evlerde ve internet salonlarında bilgisayar, tablet, akıllı telefon başında çocukların geçirdiği zaman sağlıklarını, zeka gelişimlerini, sosyal hayatlarını, eğitimlerini aksatmaktadır. Bu jenerasyon çocuklar obezite, diyabet, çeşitli bağışıklık sistemi hastalıkları, hatta hipertansiyon tehdidi altındadır. TÜİK’in açıkladığı istatistiklerde 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun yüzde 17,2’si obez olarak yer almıştır. Bu dönemde kadınların yüzde 20,9’unun, erkeklerin ise yüzde 13,7’sinin fazla kilolu olduğu kaydedilmektedir” ifadelerini kullandı.

Her ne kadar aktif ve lisanslı sporcuların sayısı artsa da bu yeni jenerasyonun sadece yüzde 5-7’sinin spora merakı bulunduğunu ifade eden Bektaşer, “Geriye kalan büyük kısmı sportif ve sağlıklı yaşamdan uzaklaşmıştır. Burada sporda kastedilen müsabık lisanslı sporcular değildir. Amaç profesyonel sporcular yetiştirmek değil; sağlıklı, sosyal, özgüvenli, insana saygılı bir toplum yetiştirmek ana hedef olmalıdır” dedi.

Spor eğitiminin ana okullarından başlayıp üniversite yıllarına kadar devam ettiğini anlatan Bektaşer, her yaş grubunda spor eğitim modelinin farklı olması gerektiğine vurgu yaptı. Bunun için her yaş grubunda ayrı spor etkinliği yapılmasını öneren Bektaşer, “Ülkemizde son yıllarda spor dersleri gereksiz görülerek haftada 2 saate düşürülmüştür. Öncelikle uluslararası standart olan en az haftada 4 saate çıkılmalıdır. Çocuklarımızı test çözmeye yönlendiren eğitimden uzaklaştırmanın bir basamağı budur. Yeni modelde hedef öncelikle sporcu yetiştirmek değil, sporu bilen ve düzenli yapan nesil yetiştirmek olmalıdır” şeklinde konuştu.

Özel eğitim kurumlarının yıllar önce bu hatayı çeşitli yöntemlerle düzeltmeye çalışarak eğitim modellerinde sportif zamanları artırdıklarına dikkati çeken Bektaşer, “Beden eğitimi, jimnastik, yoga, yüzme ve hatta drama gibi derslerle bu eksik giderilmiştir. Devlet eğitim sistemimizde yeni nüfusun büyük kısmı bu gruptadır, en büyük eksik budur. Öncelikle her yaş grubuna göre plan yapılırsa ana okullarında ve ilköğretim okulları beraber değerlendirilmeli, her eğitim binasında mutlaka bir spora ayrılmış alan olmalıdır. Bu alan ülkemiz şartlarında her zaman salon olamayabilir. Spor alanı bir derslik, bir koridor, iklim müsaitse açık havada bir alan mutlaka oluşturulmalıdır. Her eğitim kurumunda hareket ve çoklu branş eğitimi almış bir beden eğitimi öğretmeni görevlendirilmelidir. Bu modelde ana ilkeler olarak çocuklar çeşitli oyunlarla çeşitli sportif aktivitelerde bulunarak hem çeşitli spor branşlarını tanımakta, bir yandan da hareket sistemini ve beyin ve sinir sisteminin gelişmesine yardımcı olacak oyunlar oynamaktadır. İdeal modelde yeni yapılacak olan tüm kurumların planlarında spor salonu olmalıdır. Alanları müsait olan okullara da salon yapımı planlanmalıdır. Spora ayrılan zaman ders olarak değil, spor saati olarak planlanmalıdır. Bu yaş grubunda da en az 4 saat spor saati olmalıdır” dedi.

LÜTFEN DİKKAT! Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.