Antrenör, Sporcu, Spor Hekimi ve Sakatlık

Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sportif aktiviteler oldukça önem kazanmıştır. Spora büyük maddi yatırımların yapılması, beraberinde sporculardan da üst düzeyde performans beklentisini gündeme getirmiştir. Kısa süre içinde başarı beklentisi, sporcuların sezona fiziksel ve ruhsal yönden hazırlanamadan maçlarda yer almasına neden olmaktadır. Genellikle iyi planlanmadan yapılan egzersizler sonucunda ve uygun olmayan ortamlarda antrenman yapılması, uygun olmayan malzeme kullanımı spor yaralanmaları sayısında önemli artışlara neden olmaktadır. Ayrıca tekrarlayan stres ve mikro travmalar sonrası görülen aşırı kullanıma bağlı yaralanmalar spor sakatlıkları içinde önemli bir yer tutmaktadır.

Profesyonel sporcularda antrenman sayısının, antrenman süresinin ve yoğunluğunun artması aşırı kullanıma bağlı yaralanmaların sayısını da artırmıştır. Bunun yanı sıra antrenmanlara yeni başlayanların antrenman programlarındaki ani artışlar ve uzun süre aradan sonra tekrar antrenmanlara yoğun bir şekilde başlayanlarda da spor sakatlığı riski daha fazladır. Sakatlanmış sporcunun tanı ve tedavisinin (rehabilitasyon-egzersiz-özel antrenman) ve spora dönüşünün planlanmasında spor hekimi-sporcu ve antrenörün rolü büyüktür. Ancak tarafların beklentileri bazı yanlış uygulamaların yapılmasına yol açmakta, sakatlık süresi uzayabilmekte ve tekrarlayan sakatlıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Genel olarak;

1. Antrenör ve yöneticiler sporcunun bir an önce antrenmana ve müsabakaya katılmasını talep etmekte;
2. Sporcu en kısa sürede eski performansına ulaşmayı istemekte;
3. Takım Doktorları (Spor Hekimi), sakat sporcunun tanı ve tedavisini erken dönemde organize edip, sporcunun bir an önce tekrar aktivitelere katılmasını planlamakta,
4. Takım doktorluğuyla ilgili olmayan hekimler ise tedavi planını uzun süreçte planlamakta bazen sporcuya sporu bırakmasını bile önerebilmektedirler.

Bu talep ve yaklaşımlara bakıldığında taraflar, sporcunun en az sakat olmadan önceki performans durumuna en kısa zamanda ulaşması ortak görüşündedir. Bu yaklaşımlara bakıldığında, herkes kendi açısından haklı olmakla beraber, sporcunun yeterli ve tam iyileşme olmadan sporcunun sahaya sürülmesi oldukça sık uygulanan fakat uzun vadede sporcunun aleyhine bir yaklaşımdır. Bu durum sakatlığın tekrarına veya devamına, sporcunun antrenörün istediği performansa ulaşma sürecinin uzamasına neden olabilmektedir.

Sakatlık sürecinde antrenör-doktor ve sporcu arasında kurulan güven ilişkisi çok önemlidir. Antrenör sporcusuna ve doktoruna güvendiğini hissettirmeli, bunu davranışları ve sözleriyle de göstermelidir. Eğer güven ilişkisi bozuksa süreç başlangıçtan itibaren bozuk olarak devam eder ve sonuçta fizyolojik ve psikolojik olarak yetersiz şekilde sahaya çıkan sporcunun performansında düşme olacaktır. Bunun yanında sporcunun tekrar sakatlanma riski de artmaktadır.

Yönetici veya antrenör, yaralanmış sporcuyu antrenmana veya müsabakaya erken dönüş için zorlamamalıdır. Tedavinin tam anlamıyla bitmesi ve takibinde yapılacak saha testleri, sporcunun sahaya dönmesiyle ilgili sağlık ekibine ipuçları vermektedir. Antrenör bu konuda sağlık ekibine güvenmeli, sporcunun optimum performansı için sabırlı olmalıdır. Takım sporlarında yönetici ve teknik heyetin yıldız sporcuların sakatlık süreçlerini de düşünerek takım planlaması yapmaları ve alternatif kadro kurmaları sağlık ekibi ve sakat sporcular üzerindeki baskıyı azaltacaktır. Unutulmamalıdır ki fizyolojik ve psikolojik olarak hazır olmayan sporcunun sahaya sürülmesi, sakatlık riskini artırdığı gibi performansını da azaltmaktadır.

Sakatlanmış sporcu, tedavi süresinde sağlık ekibinin programına uymalıdır. Sürekli doktor değiştiren hastanın tedavisi uzar. Bu yüzden sporcu, sakatlandığında kulüp hekiminin direktiflerine göre hareket etmelidir. Sporcu tedavi süresince yapılan rehabilitasyon ve özel çalışma programına mutlaka uymalıdır. Sakat olmayan bölge çalışmalarına devam etmelidir. Örneğin bacağında problemi olan sporcuya sağlık ekibi (doktor veya fizyoterapist) tarafından verilen üst bölge çalışmasını ihmal etmemesi gerekir.

Sakat sporcunun rehabilitasyon süreci, sporcu ve takımın performansına katkı için iyi yönetilmeli, taraflar bu süreçte fikir ve bilgi alışverişinde bulunmalıdır.

Sakatlığın tedavi ve rehabilitasyon süresince sporcu tedavileriyle ilgili bir hekim tarafından takip edilmelidir. Hekimin o spor dalı ve müsabaka takvimi açısından bilgisi olması, sporcunun en uygun zamanda spora dönüşünü sağlayacaktır. Sporcu ve hekim arasında da güven ilişkisi kaçınılmazdır. Sporcu ağrısı olduğunu veya hazır olmadığını beyan ediyorsa spor hekiminin güvenmek ve inanmaktan başka alternatifi yoktur. Çünkü ağrının miktarını ölçecek bir yöntem bulunmamaktadır. Ayrıca sakatlık sonrası psikolojik iyileşme sürecini göz ardı etmemek gerekmektedir.

Sakat sporcunun rehabilitasyon süreci, sporcu ve takımın performansına katkı için iyi yönetilmeli, taraflar bu süreçte fikir ve bilgi alışverişinde bulunmalıdır. Tedavi sürecinde sportif başarıdan çok sporcunun sağlığı ön planda tutularak süreç yönetilmelidir.

Prof. Dr. Bülent Bektaşer
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı

LÜTFEN DİKKAT! Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.